Moskova ve özellikle St. Petersburg hep hayal ettiğim ve görmeyi istediğim şehirlerdi. Geçen yıldan kalan ve kullanmadığım takdirde ileriki yıllara aktaramayacağım iznim olduğundan hava biraz soğuk olsa da ekim ayında bu gezimi gerçekleştirebildim.
Ankara’dan saat 12:30 THY uçağı ile Moskova’ya hareket ettik. Uçak seyahati esnasında hava genellikle berraktı. Karadeniz’in karşı kıyıları ve Moskova uçaktan harika görünüyordu. Moskova çok yeşil ve doğa parkları ile dolu bir şehir. Ağaçlar yapraklarını dökmek üzere sarardığından şehir uçaktan sarı, hatta kızıla yakın bir renge bürünmüştü. Moskova’ya indiğimde yeğenim Ertuğrul beni özel bir arabayla aldı ve birlikte onun yaşadığı eve gittik. Kaldığımız ev yüksek katlı bloklardan oluşan bir site idi. İlk akşam eve yerleştikten sonra Moskova’nın İstiklal caddesi diyebileceğim yeni Arbat ve eski Arbat caddelerini gezdik. Bu caddelerde daha çok sanat ve eğlence ağırlıklı işletmeler vardı. Caddede bulunan binaların gece ışıklandırmaları ve ışık gösterileri de görmeye değerdi.
Ertuğrul özel bir şirkette inşaat mühendisi olarak çalıştığından ve sabah 08:00’den akşam 07:00’ye kadar işte olduğundan şehri kendim geziyordum. Moskova çok yaygın bir metro hattına sahip. Şehirde yaklaşık 350 km metro hattı var. Yeraltında değişik derinliklerde 6 farklı metro hattı var. Bazı istasyonlarda hatlar arası geçiş noktaları var. Bu geçiş noktalarını kullanarak diğer hatlara geçiş yapmak mümkün.
Rusya’da beni en çok zorlayan hususlardan biri de alfabesi idi.Yunan alfabesini andıran, farklı harfleri olan kiril alfabesi ile şehir tanıtım rehberi veya bir metro istasyonunu bulmak oldukça zordu. Ben de gezmek istediğim yere yakın metro istasyonunu yeğenimden öğrenerek kaç durak sonra ineceğimi öğrenip o şekilde şehir içi gezmelerimi yapıyordum.
Moskova, imparatorluk ihtişamını tüm cömertliği ile sergileyen bir şehir. Çok görkemli tarihi yapıtları, Lenin döneminde yaptırılan o dönemin kuleleri olarak değerlendirebileceğimiz 7 tane birbirine benzer büyük ve gösterişli binaları, Çok büyük, yemyeşil ve bakımlı parkları, şehir içerisinden geçen büyük nehri, Kremlin sarayı, Kızıl meydan’ı ile görülmesi gereken bir şehir. Moskova’da en çok merak ettiğim yerlerden biri de Kızıl meydan ve bu meydandaki mimarlık harikası kilise idi. Kızıl meydan, adını meydanı çevreleyen binaların kızıla yakın kiremite benzer bir malzeme ile yapılmış olmasından da almış sanki. Kızıl meydan’da Lenin’in mumyasının sergilendiği anıtı da ziyaret ettim. Bu kısma sıkı kontrolden sonra girilebiliyor. Fotoğraf çekmek yasak. Sıklıkla asker var. Lenin’in mumyasını öyle iyi korumuşlar ki sanki canlı gibi. Kızıl meydan’ın hemen kenarında bulunan ve bir nevi Rusya ile özdeşleşen kilise de harika bir bina. Özellikle renkli taşlardan yapılması binayı diğer kiliselerden farklı kılıyor. Kızıl meydan’a bakan kısımda tarihi bir binada bulunan “Gum” alışveriş merkezi de görülmesi gereken bir yer. Kremlin sarayı da hemen Kızıl meydan’ın yakınında, Moskova nehrinin kenarında yürüme mesafesinde tüm ihtişamıyla durmakta. Putin, burayı hala çalışma ofisi olarak kullanmakta.
Moskova nehri kenarında bulunan parklar ise mükemmel. Mevsimin sonbahar olması nedeniyle ağaç yaprakların sarı ve kızıla dönen rengi ile parklar mükemmel görülmekte. Yalnız, dökülen yaprakları kent genelinde süpüren büyük bir çalışma ekibi var. Bunu sürekli yapıyorlarmış. Ülkemizdeki gibi yaprakları ortada bırakmıyorlar.
Rusya’ya gitmeden önce sıklıkla benden pasaport sorabileceklerini ve polisin daha baskıcı tavır içinde olabileceğini düşünmüştüm. Ancak bir haftalık gezi boyunca bana pasaportumu soran hiç olmadı. Gerçi polislerle sıklıkla karşılaşmak mümkün ama rahatsız edici bir tutumları yok. Hatta bulunmaları insana kötü niyetli kişilerle karşılaşmama açısından güven veriyor.
Moskova metrosundaki çoğu istasyon bir sanat eseri. Heykeller ve duvarlara yapılan tablolar şaheser niteliğinde. Turistler gezmek amacıyla dahi metro istasyonlarına gelip bu eserleri izliyorlar.
Moskova’da yaklaşık 17 milyon insan yaşıyor. Yani İstanbul’dan biraz büyük. Ancak alt yapısı mükemmel. Caddeleri büyük ve tüm caddeler birbirine ulaşabiliyor. Tabi Komünist dönemde ülkeyi yönetenlerin kamulaştırma veya projeleri kamuoyuna kabul ettirme kaygıları olmadığından caddeler cetvelle çizilmiş gibi. Şehrin genelinde 5 tane çok büyük doğalgaz santrali var. Buralardan şehrin tamamına sıcak su gönderiliyor. Merkezi sistemle tüm şehirde sürekli sıcak su ve kalorifer var. Harika bir teknoloji.
Moskova’dan hızlı trenle St. Petersburg’a gittim. Yaklaşık üç buçuk saatlik bir yolculuktu. Özellikle bu şehri görmek benim hayalimdi.1700 yıllarında Çar Petro tarafından sonradan kurulmuş bir şehir. Tüm binalar mimari birer şaheser. Buna karşın tüm binaların mimarisi diğerlerinden farklı. En büyük ve tarihi caddesi Nevsky caddesi. Tahminimce 5 km kadar uzunlukta ve tamamı tarihi eserlerle dolu. Şehir, nehirlerle ve kanallarla dolu.Venedik’in daha modern ve düzenli hali olarak değerlendirebiliriz. Yaklaşık beş milyonluk bir şehir.Şehrin tamamını gezmek kısa zamanda mümkün değil ancak tarihi şehri gezmek mümkün. Petersburg, gerçekten de bir sanat ve kültür şehri. Her taraf tarih ve sanat dolu. Petersburg’da tekne turuna katıldım. Şehri nehirden görmek harikaydı. Teknedeki rehber sadece Rusça konuştu. Hatta İngilizce sorulara bile cevap vermedi. Bence İngilizce biliyordu ancak sanki “Neden Rusça bilmiyor sunuz?” der gibi özellikle sorulara cevap vermedi. Aslında bu anlayış tüm Rusya’ya hakim. En çok turistin uğradığı yerlerde hatta metro istasyonlarında dahi Rusça dışında başka bir dil yok. Bu da yabancı insanların yer bulmasını oldukça zorlaştırıyor. Yabancı şirketlere ait tabelalar bile Rusça. Burger King, Mc Donald’s gibi markalar dahi tabelalarını Rusça yazmak zorunda kalmış. Rus’lar kendi kültürlerini Dünya’ya hakim kılmaya çalışıyorlar ama batı kültürü Rusya’yı da etkisine almış. Moskova’da ilk Mc Donald’s açıldığında çok uzun kuyruklar oluşmuş. Şimdi artık sıradanlaşmış. Batı kültürüne ait tüm markaları da bulmak mümkün. Rusya’da google pek kullanılmıyor. Rus’ların geliştirdiği yandex en geçerli arama motoru.
Petersburg’da Dünya’nın en büyük müzesi kabul edilen Ermitaj müzesini de gezdim. Gerçekten çok büyük bir müze. Bu müzede Osmanlı dönemine ait bir haritada Türkiye’den sadece İstanbul ile Trabzon’a yer verilmiş. Bu durum da Trabzon’un ne kadar büyük ve tarihi bir şehir olduğunun göstergesi. Yalnız müzeye giriş için bilet alıp sıraya girdiğimde fotoğraf makinem de yanımda idi. Görevli fotoğraf makinesi için de bilet gerektiğini söyleyince sıradan çıkıp fotoğraf makinesine de bilet alarak müzeye girdim. İlk kez fotoğraf makinesine bilet almış oldum. Gerçi müzenin birçok yerinde fotoğraf çekimine de izin vermediler.
Rusya’da tüm kapalı mekanlara girerken zorunlu olarak mont veya paltonuzu vestiyere bırakmanız gerekiyor. Ancak kazak veya hırkanızı yanınıza alabilirsiniz. Başta yadırgadım ama doğru bir uygulama. Hem hijyenik hem de estetik oluyor.
Petersburg’dan tekrar hızlı trenle Moskova’ya geçtim. Yollardaki diğer yerleşim yerleri ekonomik olarak geri ve kötü durumdaydı. Moskova şehrinin gece ışıklandırması da mükemmel. Şehirde birçok yüksek bina var. Büyük binaların birçoğunun müteahhidi Türk. Halen de Rusya’da olağanüstü sayıda Türk müteahhit ve işçimiz var.
Rusya’daki gezim sırasında Türk çalışanların dışında gezi amacıyla Rusya’da bulunan birçok Türk ile karşılaştım. Hatta Petersburg’da Trabzonspor kaşkollu 6-7 kişlilik Of’lu bir grupla karşılaşıp sohbet etmek de çok hoştu. Ülkemiz gerçekten büyük bir ülke.Yurt dışına her çıktığımızda çok sayıda Türk’le karşılaşmak mümkün.
Moskova oldukça pahalı bir şehir. Özellikle son 10 yılda tüm fiyatlarda olağanüstü bir artış olmuş. Ancak tam bir Dünya şehri. Birçok ülkeden insanla karşılaşmak mümkün. Moskova’da birçok cami de var. Hatta son zamanlarda Rus mimarisine uygun yapılan modern camiler de var. Moskova’daki bir Türk restoranında Galatasaray-Fenerbahçe maçını Türk izleyicilerle Türkiye’deki gibi izlemek de güzeldi.
Yurda dönmeden bir gün önce değerli dostum Şencan Sancak’ın misafiri idik. Sağ olsun bizi güler yüzüyle ve samimi bir şekilde karşıladı. Birlikte Moskova’nın önemli ve turistik yerlerine gittik. Ünlü Türk şairi Nazım Hikmet’in kabrini ziyaret ettik. Nazım’ın mezarının yanında eski Rusya devlet başkanı Boris Yeltsin’in mezarı vardı. Bizdeki gibi anıt şeklinde değil diğer mezarlar gibi bir mezardı.
Türkiye’ye döneceğim gün hava bayağı soğumuştu. Hafif kar yağışı ve sis vardı.
Moskova’da beni misafir eden yeğenim Ertuğrul’a ve bize sıcakkanlılığı ile Moskova’nın soğuğunu hissettirmeyen Şencan Bey’e teşekkür ederim.
Başka gezi izlenimlerimizi paylaşmak dileği ile herkese sevgiler…
Uçaktan Moskova manzarası
Uçaktan Moskova
Puşkin Heykeli
Kızılmeydan
Kızılmeydan
Kızılmeydan
Kızılmeydan
Bolşoy T iyatrosu
Moskova Nehri
Moskova Köprüsü
St Petersburg
St Petersburg
St Petersburg-Tekne turu
St Petersburg-Tekne turu
St Petersburg geceleri
St Petersburg geceleri
St Petersburg
Ermitaj müzesi
Nazım
Moskova-Gürcü restaurantı
Ertuğrul'un mutfağından pencere manzarası
Eski arbat caddesi-Moskova
Meşhur Moskova metrosu
Kızılmeydan
Kızılmeydan'daki kilise
Kızılmeydan
Kızılmeydan
GUM Alışveriş merkezi-Moskova-Kızılmeydan
Lenin'in mumyalanmış mezarının önü-Kızılmeydan
Moskova nehri'nden Kremlin ve şehrin görünüşü
Moskova'dan şehir görüntüsü
Kremlin ve Kızılmeydan
Moskova'dan manzara
Moskova'da tekne turu
Moskova'dan kesit
Meşhur Moskova metrosondan bir kesit
Moskova geceleri
St Petersburg-nevsky
St Petersburg-Kanal
St Petersburg-Manzara
St Petersburg-Tekne gezintisi
St Petersburg-Manzara
St Petersburg-Ermitaj müzesi- Nehirden
St Petersburg-Kilise
St Petersburg-Park
St Petersburg-Ermitaj müzesi
Ermitaj müzesi
Ermitaj müzesi
Ermitaj müzesinde Osmanlı haritasi (sadece İstanbul ve TRABZON var)
Ermitaj müzesi
Ermitaj müzesi
Moskova geceleri
Moskova geceleri
Moskova camii
Moskova geceleri
Moskova geceleri
Eski Rusya devler başkanı Boris Yeltsin'in mezarı
Nazım
Tolstoy'un yaşadığı ev-Moskova
Moskova merkez camii
Meşhur Gürcü restorantı-Moskova
Filiz POLAT ÖZÜDOĞRU [email protected] 31.10.2014
Gezmeyi seven birisi olarak resimlerin ve izlenimlerin yol gösterici ve son derece keyifli.Bizlere sunduğun ve sunacağını düşündüğün katkılardan dolayı çok teşekkür ederi. Siteyi izlemeye devam edeceğim. Bu arada ailene verilen örnek aile ödülü nedeniyle seni ve tün aileni tebrik ediyorum. Sizinle beraber haklı gururu yaşadığımızı bilmeni isterim. Paylaşımlarını bekliyorum. Keyifli geziler....