ŞIRNAK İZLENİMLERİ    
05.Mayıs.2022  |   2792 Görüntülenme    |      |  


                                                        ŞIRNAK İZLENİMLERİ

          Türkiye'de görmediğim iki şehir kalmıştı. Biri Şırnak, diğeri ise Tunceli. Şırnak'ta bir çok dostum/arkadaşım ve meslektaşımın olması da gezmek için Şırnak'ı tercih etmemde önemli bir etkendi. Ayrıca sosyal sorumluluk gereği bu yörelerde çalışan kamu görevlilerini imkan buldukça ziyaret etmek ,moral olmak, motive etmek de gerekli diye düşünüyorum.

        Kuzey Irak seyahatimi;  bu nedenlere Erbil, Duhok ve Zaho güzergahını kullanarak karayoluyla Habur sınır kapısı  üzerinden yurda girmek suretiyle devam ettirdim.  Habur’u karayolu ile geçmek de ayrı bir heyecan ve tecrübe idi. Cizre Kaymakamımız sayın Mehmet Tunç ve eşi Hakim Nurşen Gürbüz Tunç’un sıcak misafirperverlikleri sayesinde Cizre’yi, tarihi yerlerini gezme fırsatı buldum. Habur’un Türkiye tarafında yoğun tır kuyrukları vardı. Bazen bu kuyrukların çok daha fazla uzadığını söylediler. Bu sınır kapısı ülkemizin en yoğun sınır kapılarından birisi.

        Kısmen yorucu bir Irak seyahatinin ardından geceyi Cizre Divan Otel’de geçirdim. Dicle nehrinin hemen kenarında güzel ve nezih bir otel. Otel sahibi, Cizre Ticaret Odası Başkanı Süleyman Çağlı’ya da ilgisi nedeniyle teşekkür ederim.

        Ertesi gün, önce Cizre Adliyesi’ne uğradım. Başsavcı Serdar Günay Bey’i ziyaret ettim ve kardeşim Av Yavuz Aksoy’un samimi sınıf arkadaşı olduğunu öğrendim. Komisyon Başkanı Mustafa Kemal Gökmen’i, Ağır Ceza Başkanları Emre Alcan Bey’i ve Merve Canpolat Hanım’ı ziyaret ettim. Hakim Nurşen Hanım’ın ev sahipliğinde Cizre’yi gezdim.

          Cizre’nin  çok tarihi bir kent olduğunu gördüm. Öncelikle Nuh Peygamber’in kabrini ve adına yaptırılan camiyi ziyaret ettik. Nuh Peygamber’in kabrinin  oldukça büyük olması ilgimi çekti. Daha sonra Cizre’nin en tarihi yerlerinden olan Kırmızı Medrese’yi gördük. Farklı bir mimarisi olan bu medresenin 14. Yüzyılda yapıldığını, bölgenin alimlerinin yetiştirildiğini ve bir nevi o dönemin üniversitesi olduğunu öğrendim. Daha sonra Cizre Ulucami’yi ziyaret ettik. Öncesi kilise olan cami 7. yüzyılda camiye çevrilmiş ve yapılan tadilatlarla günümüze kadar ulaşmış çok eski bir cami. Ardından yörenin Kerem ile Aslı’sı veya Ferhat ile Şirin’i olarak değerlendirilen Mem u Zin’in türbesini gezdik. Hikayesini türbe görevlisinden dinledik. Daha sonra Abdülhamit Döneminde yapılan tarihi Hamidiye kışlasını ve Cizre Surlarını gezdik. Dicle nehrini seyrettik. Tarihi mekanlar genelde tadilatta. Ancak çoğuna ciddi bir çevre düzenlemesi gerekli bence. Çevrelerindeki binaların arasında kaybolmuşlar gibi.

      Ardından kesin korunacak hassas alan ilan edilen Kasrik boğazına gittik. Ova coğrafyası birden yerini dağ coğrafyasına bırakıyor. Farklı dağ yapıları arasından Dicle nehrinin küçük bir kolu geçiyor ve akarsu kenarlarında restorantlar var. Öğle yemeğini Dicle Nehri’nin kenarında güzel bir restorantta yedikten sonra Cizre’den ayrıldım. Cizre gezisi için, Balıkesir’den tanıştığımız önceki Marmara Kaymakamı, şimdiki Cizre Kaymakamı Mehmet Tunç Bey’e ve eşi Hakim Nurşen Hanım’a çok teşekkür ederim.

       Cizre sonrası Silopi’ye doğru yola çıktık. Silopi kaymakamı Kazım Can Kuruca ve Silopi Başsavcısı Hüseyin Kaçar’ı makamlarında ziyaret ettim. Kaymakam adayları ile tanıştım. Silopi de beklediğimden daha büyük ve daha gelişmiş bir yer. Eşimin memleketi Tirebolu’dan olan Galatasaray Üniversitesi mezunu kaymakam Bey’e misafirperverliği için teşekkür ederim. Gerek Cizre, gerekse Silopi düz ve ova yerler. Her iki ilçe de büyük ve hareketli. Özellikle Cizre’de alışveriş merkezi, sinema ve büyük mağazalar var. Dışardan algıladığımızın çok daha ötesinde yerler.

        Cizre ve Silopi sonrası bu kez dağlık yerleşim olan Şırnak’a doğru yola çıktık. Bu kez ovadan dağa doğru tırmanmaya başlıyoruz. Dağın başına doğru yaklaştığımızda Şırnak tabelası ile karşılaştık.    

          Böylece gördüğüm il sayısı 80’e ulaştı. Artık sadece Tunceli kalmıştı. Şırnak’ta öncelikle yeni göreve başlayan arkadaşım ve akrabam Gençlik Spor İl Müdürü Abdullah Ayar’ı makamında ziyaret ettim. Görevini büyük bir heyecan ve istekle yerine getirdiğini gözlemledim. Ardında Abdullah müdürün  bir çalışanın evine yemeğe gittik. Ben de özellikle katılarak Şırnak kültürünü ve Şırnak yemeğini bizzat görmek ve tatmak istedim. Eve gittikten sonra sıcak bir sohbetin ardından yemeğe geçtik. Şırnak’ta  genel itibariyle devam eden  geleneksel yemek şeklimiz olan yer sofrasında birbirinden güzel yöresel yemeklerden yedik. Sofranın sunumu da gayet güzeldi. Bu güzel sohbet ve yemek için Şırnak’lı ailemize çok teşekkür ederim.

        Yorgun bir günün ardından ertesi gün Şırnak Adliyesi’ndeki meslektaşlarımı ziyaretle güne başladım.   Şırnak Adliyesinde;  daha önce Foça’da bizi misafir eden Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Enes Ayaz, daha önce Susurluk Hakimliği döneminde tanıştığımız Hakim Vildan Bakırcı, Trabzon savcı adaylığı döneminden tanıştığımız C. Savcısı Sema Çilingiroğlu, Dursunbey Hakimliğinden tanıştığın Hakim Lokman Hacıahmetoğlu’nu ziyaret ettim. Daha sonra yine Balıkesir’de birlikte çalıştığımız hakim Arife Ağaya Ünal ve Komisyon Başkanlığı görevini de yürüten Ağır Ceza Başkanı Şevket Ünal’a uğradım. Balıkesir günlerini andık. Ardından Başsavcımız Orhan Al’ı makamında ziyaret ettim. Başsavcımızın Trabzon’da rahmetli babam ile tesadüfen tanıştıklarını öğrenmem de benim için hoş bir sürpriz oldu. Daha sonra meslektaşlarımız ile birlikte Şırnak yemekleri ağırlıklı güzel bir yemek yedik. Ardından Başsavcım ve Sema savcım ile birlikte Cudi ve Kabar dağları arasında yer alan ve önceleri çok şehit verdiğimiz Namaz Dağı’na çıktık. Namaz Dağı, sürekli tırmanılan bir dağın ardından tepesi düzlükten oluşan etrafa oldukça hakim bir dağ. Devlet büyüklerinin de sıkça ziyaret ettiği ve askerimize moral verdiği, desteğini hissettirdiği bir yer. Bize eşlik eden bir üsteğmen bize araziyi, çevreyi ve etraftaki dağları tanıttı. Dürbün ile çevre dağları izleyen askerin sabit dürbününden biz de çevre dağlara bakma fırsatı bulduk.  Zamanında  tedirginlik ile dolaşılan dağda güven içerisinde dolaşmak mutluluk ve gurur vericiydi. Dağdaki kar henüz erimemişti. Namaz dağı ziyaretimizi fotoğraf ile ölümsüzleştirdikten sonra  meşhur Çakırsöğüt askeri üssünü de görüp tekrar Şırnak’a döndük.

             Daha sonra, Köprübaşı Kaymakamlığı’ndan  Şırnak Vali Yardımcılığı görevine atanan sayın Murat Ekinci’yi makamında ziyaret ettim.  Köprübaşı günlerini andık. Hatıraları tazeledik. Ardından Şırnak Valimiz sayın Ali Hamza Pehlivan’ı makamında ziyaret ettim. Kabulleri ve sıcak misafirperverliği için sayın valimize çok teşekkür ederim.

             Akşam sonrası  Abdullah müdürüm ile birlikte Kredi Yurtlar Kurumu’nda kalan öğrencilere Şırnak Üniversitesi Genel Sekreteri Doç Dr İbrahim Baz tarafından verilen konferansa katıldık.

             Ertesi gün İstanbul bağlantılı uçak ile Trabzon’a dönecektim ama İstanbul’daki hava muhalefeti nedeniyle uçuşlar iptal oldu ve ne zaman sağlıklı uçuşların başlayacağı da belirsizdi. Bu nedenle uçak biletini iptal edip Cizre Nur firmasına ait otobüs ile Trabzon’a doğru yola çıktık. Beni Otobüse uğurlamaya gelen Enes Ayaz Başkanıma, C. Savcıları Eray Aslan ve Şamil Öztürk’e de ayrıca teşekkür ederim. Cizre, Nusaybin, Diyarbakır, Bingöl, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane üzerinden ve karlı yolları aşarak Trabzon’a geldim. Kar, Diyarbakır’dan sonra başlamıştı ve bazı yerlerde çok yoğundu. Seyahat yaklaşık 17 saat sürdü. Yolların güvenli olması mutluluk vericiydi. Hatta bazen otobüste yapılan yol kontrolü sırasında arka koltukta oturanın “Ben askeri personelim” diyerek kimliğini göstermesi de ülkemizde sağlanan güven ortamının bir göstergesiydi. Çünkü daha önce bu şekilde bireysel asker seyahatleri o bölgede güvenlik nedeniyle yasak olduğu gibi askerler ancak askeri konvoylar ile birlikte seyahat edebiliyorlardı.

     Benim için farklı bir gezi olan Kuzey Irak ve Şırnak izlenimlerimi siz dostlarımla paylaşmaktan mutluluk duydum. Bu gezilerde bana ev sahipliği yapan başta Zeki İmamoğlu ve Abdullah Ayar olmak üzere yazı içeriğinde adlarını zikrettiğim herkese sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. Sağlıcakla kalın…

 

 

Siz de Bir Yorum Bırakmak İster misiniz?

Ad Soyad
Email
Yorum
E2LNLG




Nihat yilmaz      17.04.2022

Yegenim insan iliskilerin her zaman maksimum seviyede olmustur dogayla ve tarihle bunu harman yapmasini cok iyi biliyorsun ve ortaya muthis guzellik sunuyorsun rabbim yolunu guzellikte sonsuz eylesin ve seni korusun

Rüveyde Aksoy Kasım      16.04.2022

Yolunuz bahtınız açık olsun başarılar diliyorum güzel bir gezi olmuş

Zeki revi      12.04.2022

Sayın başkanım sizleri tebrik ediyorum.Gördüğüm kadar bayağı dost biriktirmişsiniz.Gittiğiniz her ilde ilçede size kapısını açacak insanlar var .Bu sizin sıcakkanlılığınızdan kaynaklanıyor birazda.

Abdullah Karaceylan   [email protected]   11.04.2022

Dolu dolu bir seyehat olmuş gerçekten. Sade anlatımınızla bizleri de, oralara götürüp gezdirmiş oldunuz Sayın Reisim. Bize de oraları gezip görmek nasip olur inşallah. Şahsınıza çok teşekkür ederim.

Kerem Adanur   [email protected]   11.04.2022

Sayın başkan im Allah sizden razı olsun teşekkür ederim zoru ve güzel bir gezi planı yapmış siniz bahse konu bütün mahalleri bizzat gezen biri olarak sizi tebrik etmek ten başka birşey gelmiyor elimden sadece marakimdan bir ? Cizre'de Cizreli Ahmet Adanur dan yada yaptıkların dan bahseden olmadimi hocam

Zihni gür   [email protected]   11.04.2022

Sayın başkanım,ırak, Şırnak ve silobi gezisinin paylaşımının tamamını okudum. Sanki bende sizinle beraber bu yerleri görmüş gibi oldum. Türkiye'nin tamamını gezmiş olmanız çok güzel bir şey. Görmediğiniz Tunceli'de ben iki yıl görev yaptım. Orası da güzel bir ilimiz. Aktif bir insansınız Allah enerjinizi hep daim etsin. Sizinle gurur duyuyoruz. En yakın zamanda görüşmek dileğiyle 👋

Cemal Üstündoğan      10.04.2022

Başkanım emeğinize sağlık, resimler ve anlatım harika, Zile'den selamlar saygılar.

Enes dülger   [email protected]   10.04.2022

Alcak gonullu mutevazi kisili ginize hayranim sunumunuz cok guzul insanlara yol gosterici olmus tsekkurler.

Ömer AYDIN   [email protected]   10.04.2022

Sevgili kardeşim resimler ve anlatımınla oraları bize yaşattın var ol, Atan Aslan Amcadan almış olduğun incelikle sana refakat eden veya misafir edenleri de seyehatnamene katman sana en yakışan di çok sevdim ve kurur duydum. (Kardeş tek tavsiyem o yer sofrası gibi halk ortamında resmiyeti temsil eden kravat ve onun gibi abaratlardan kurtulman, inan daha rahat ve samimi olur. nacizane tavsiye)

Mehmet uzun      10.04.2022

Sayın başkanım siz yazarken anlattıklarınızı biz okurken gezdik tek kelime ile muhteşem tebrikler hoşçakalın marmaristen selamlar

Ender İmamoğlu      10.04.2022

Fatihciğim eline sağlık. Gezi izlenimlerini, tasvirlerle ve gezdiğin yerlerle ilişkin tarihi ve güncel bilgilerle zenginleştirip adeta oralardaymış gibi hissettirdin. Artık görmediğin son ilimiz kalan Tunceli’ye de en kısa zamanda gitmeni ve Munzur coğrafyasıyla ilgili izlenimlerini paylaşmanı bekliyoruz. Belki de birlikte gitmek nasip olur. Kim bilir…

Uğur Aydın   [email protected]   10.04.2022

Harikasınız Sayın Hakimim

Halim kazım bekar      10.04.2022

Sayın başkanım ben geçen yıl iki sefer Şirnak Cizre Nusaybin Mardin elağzi tünceli üzerinden Erzincan gümüşana Trabzon’a indim kara yoluyla Tunceli güze bir il özellikle Pülümür vadisi ayni karadenizdeki vadiler gibi görmeni tavsiye ederim nasip olursa bu yıl tekrar gitmeyi düşünüyorum Doğu ve Güney doğuyu herkesin gezip o bölgelerde devletin gücünü ve gelinen durumu görmesi gerektiğine inaniyorum saygılarımla