Ülkemizin en önemli dürüstlük timsali  ile aynı ilçenin insanı olmak, onunla tanışmak, cenaze töreninde  bulunmuş  olmak benim için gurur verici.

               Kendi röportajında dinlemiştim. Benim de ilkokulu okuduğum Köprübaşı Merkez ilkokulunun bahçesine ilk geldiğinde "Burası ne kadar büyük ve düz bir yer" diye düşündüğünü söylemişti. Oysa o okulun bahçesi belki o yöredeki en düz yerdi ama sonuçta küçücük bir bahçeydi. Coğrafyası ve ekonomik koşulları zor olan bir yöreden iyi bir eğitim ile insanın ufkunun nasıl aşılabileceğinin en güzel örneklerinden biriydi rahmetli Adnan Kahveci.

        Yine TRT'de yer alan bir röportajında  İstanbul'da tedavi gören babası ile trenle Samsun'a gelip evlerinin önüne gittiğinde 5-6 kişinin evin önünde beklediğini gördüklerini, bu kalabalığı görünce memur olan babasına icra takibi geldiğini düşünerek üzüldüğünü ve korktuğunu ifade ediyordu. Evlerinin kapısına gittiklerinde gelen kişilerin kendisine "Adnan Kahveci siz misiniz?" diye sorduklarını, kendisi olduğunu söylemesi üzerine o yılın üniversite sınav birincisi olduğunu, bunu haber vermek ve tebrik etmek için geldiklerini söylediklerinde o endişesinin çok büyük bir mutluluğa dönüştüğünü duygu dolu sözlerle ifade etmişti. Evet, o yıl üniversite sınavını 180 sorunun tamamını yaparak o zamana kadar olmayan rekor bir başarı ile  kazanmıştı.

           Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığının bursu ile ABD'de Üniversite eğitimini hem çalışarak, hem de okuyarak başarı ile tamamladı. Zaten Türk bürokrasisi tarafından da Amerika'da restorantta çalışırken tesadüfen keşfedildi.

           Politikaya girme şekli  herkes tarafından bilinen bir süreç. Ancak politika sürecinde ve parlamentoda onu diğer parlementerlerden ayıran özelliklerini sizlerle paylaşmak isterim. Her şeyden önce halk ile iç içe, büroktatik ritüellerden uzak, samimi ve hepsinden öte dürüst bir insandı. Bilimi ve teknolojik gelişmeleri  takip etmesi de ayrı bir özelliği idi. Nitekim devletin vergi kaybını azaltan ve her üretimden vergi iadesini sağlayan "Katma değer vergisi" onun devletimize kazandırdığı bir vergi türü idi. Bu vergiyi takip etmek üzere "yazar kasa" olarak adlandırılan ve KDV'yi hesaplayan işyerlerindeki kasayı da kendisi geliştirip uygulamaya sundu.

        Politik yaşamında bireysel iş takibinden ziyade bir yöreye veya kuruluşa hizmet getirmeye her zaman öncelik verdi. Nitekim doduğumuz ve çocukluğumuzun geçtiği Köprübaşı'nın İlçe olması için de büyük gayret gösterdi. Zaten politikaya girdikten sonraki ilk Köprübaşı ziyaretinde İlçe olma sözünü vermişti. 

        Bürokrasi ve politik yaşamındaki dürüstlüğüne ilişkin bir anımı sizlerle paylaşmak isterim. Anıyı bizzat yaşamadım ama gelişmeleri bire bir gözlemledim. Köprübaşı ilçe olduğunda yolu toprak ve stabilize bir yoldu. İlçe olup o kadar kötü yolu olan başka bir yer yoktu belki de. İlçe olmasından bir müddet sonra yolun yapılması ve asfalt olması için ihale yapıldı. İhalenin en son onay süreci Maliye Bakanlığından geçiyordu. O dönem Maliye Bakanı olan rahmetli Adnan Kahveci, ihalenin yöntemini uygun bulmadığını, Türkiye'de bu yöntemle yapılan ihalelerin tamamını iptal ettiğini belirterek kendi ilçesinin yol ihalesini de iptal etti. O dönem rahmetli babam ve ilçemizin ileri gelenleri, bu ihalenin tekrar yapılmasının uzun zaman alacağını, ilçenin yolunun çok kötü olduğunu ve bu seferlik yolun ihalesinin bu yöntemle yapılmasına izin vermesini rahmetli bakanımızdan bizzat Ankara'ya giderek talep ettiler. Ancak rahmetli bakanımız prensiplerinden vazgeçemeyeceğini belirterek ihaleyi iptal etti. İlçemizin yolunun yapımı 5-6 yıl daha gecikti ama rahmetli bakanımızın ilkeli duruşu hep aynı kaldı.

          Hiçbir zaman siyaseti maddi çıkar kapısı görmedi. Hatta birçok programına devletin aracı ile değil şahsi aracı ile gitti. Nitekim vefat ettiği kazada da kendine ait olan renault marka aracı kullanmaktaydı.

           1993 yılında, ben İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi iken rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın da rahmetli Adnan Kahveci ile birlikte katıldığı Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen "Köprübaşılılar Buluşması" etkinliğinde kendisini son kez görme fırsatı buldum. 

           Kaza ve vefat haberini duyduğumda çok üzüldüm. İstanbul/ Kartal'da düzenlenen cenaze törenine havanın çok soğuk olması ve yoğun sınavlarımız olmasına rağmen arkadaşlarımız ile birlikte bizzat katılarak son görevimizi yerine getirdik.

             Vefatından sonra Türkiye'nin birçok caddesine, sokağına, mahallesine adı verildi. Toplumun her kesimi tarafından sevildi ve kabul gördü. Ancak vefatı, rahmetli efsane vali Recep Yazıcıoğlu gibi gizemliydi. İkisi de aynı köylü olan, toplum tarafından çok sevilen ve benimsenen rahmetli Adnan Kahveci ve Recep Yazıcıoğlu'nun  hayat hikayelerinin benzerliği gibi vefat şekillerinin de benzerliği ayrı bir gizem, ayrı bir araştırma konusudur.

         Türkiye'de ilk kez uygulanan ve bence halen uygulanması gerektiğini düşündüğüm tercihli oy uygulaması ile milletvekilliği listesinde 5. Sırada yer alan rahmekli Adnan Kahveci, halkın tercih oyları ile milletvekilliği seçimini birinci sıradan kazanmıştır. Bu oy kullanma yöntemi, Aslında seçmenimizin ne kadar bilinçli oy kullanabildiğinin göstergesi olduğu gibi Adnan Kahveci'nin halkın gönlünde edindiği yerin tescili niteliğindedir.

       Vefatının 30. Yılında  Adnan Kahveci'yi rahmetle, minnetle ve özlemle anıyorum.